Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocukluk çağında başlayan, etkisi tüm bir yaşama yayılabilen, süreğen bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Toplumda oldukça sık görülen bu rahatsızlık her 25 erişkinden birisini etkilemektedir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun temel belirtileri aşırı hareketlilik (hiperaktivite) ve tepkiselliktir (dürtü kontrol bozukluğu). Rahatsızlık, farklı bulguların ön planda olmasına göre çeşitli alt tiplere ayrılır. Temel olarak 3 alt tip tanımlanmıştır:
- Dikkat Eksikliğinin Baskın Olduğu Tip: Odaklanamama, öğrenme güçlükleri, eğitim ve iş başarısında zorlanma ile ön plana çıkar. Aşırı hareketlilik ve tepkisellik baskın değildir. Eğitim ya da çalışma hayatında sık sık unutkanlıklar görülür. Kişi başkalarının konuşmalarını, dersleri ve toplantıları dinlemekte güçlük çeker. Görsel ya da işitsel uyaranlarla dikkati kolayca dağılır. Aynı anda birden fazla şeye odaklanabildiği için işleri bitirmekte güçlük çeker. Görevleri ve etkinlikleri organize etmekte zorlanır.
- Hiperaktif-Dürtüsel Alt Tip: Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik baskındır. Kişi kıpır kıpırdır, yerinde duramaz. Çok ve hızlı konuşur. Aktivitelerden kolayca sıkılır. Dürtüsellik ise gündelik sorunlardan hayati meselelere kadar düşünmeden ani kararlar alma, sıra beklemekte güçlük çekme ve başkalarının işine karışma ya da konuşmalarını kesme ile gözlemlenir.
- Bileşik Tip: Dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtilerinin bir arada görüldüğü alt tiptir.
DEHB tedavisinde diyet önerilerinin, biofeedback uygulamalarının ve bazı dikkat artırıcı olduğu söylenen maddelerin (kokain, amfetamin, esrar) herhangi bir etkisi yoktur.
Hastalığın Sebepleri ve Seyri
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), genetik olarak aktarılan beynin nörogelişimsel bir bozukluğudur. Yapılan çalışmalar, DEHB hastalarının ön beyinlerinde hacim eksiklikleri, dopamin başta olmak üzere kimyasal iletici miktarlarında düşme ve aktivite azalması olduğunu göstermiştir.
DEHB çocukluk döneminde genellikle hiperaktivite ve dürtüsellik ile kendisini belli eder. Olguların yarısı ergenlik döneminde iyileşir. Ancak olguların yarısının yakınmaları erişkinlik döneminde de sürer. Erişkin DEHB hastalarının geçmişlerine bakıldığında, ergenlik döneminde hiperaktivite ve dürtüsellik genellikle gerilediği, dikkat eksikliğinin ise ön plana çıktığı gözlemlenir.
Tanı
DEHB tanısı klinik değerlendirme ile konur. MOXO testi gibi nöropsikoljik değerlendirme bataryaları ve Turgay DEHB ölçeği gibi ölçekler tanıda yardımcıdır
DEHB tedavisinde kullanılan metilfenidat türevi ilaçlar kırmızı reçeteli olsalar da, hastalarda bağımlılık yapma riskleri oldukça düşüktür. Bilakis bu ilaçların kullanımı ile DEHB hastalarında alkol ve uyuşturucu bağımlılığı gelişme riski düşer
Tedavi
DEHB tedavisinde ilk adım, danışanı ve yakınlarını hastalıkla ilgili bilgilendirmektir. Bunu ilaç tedavisi ve terapi görüşmelerinin kombine edildiği bütüncül bir tedavi yaklaşımı izler. DEHB nörobiyolojik bir rahatsızlık olduğu için ilaç tedavileri çoğunlukla gereklidir. İlaç tedavileri ile yeterince aktivite gösteremeyen dopamin başta olmak üzere kimyasal ileticilerin düzenlenmesi hedeflenir. Terapi görüşmeleri ile de gündelik yaşamda karşılaşılan zorluklar ele alınarak, odaklanmayı kolaylaştırıcı çözümler üretilir.
Erişkin dönemdeki DEHB hastalarının hemen hepsinde (%88) ek bir psikiyatrik hastalık vardır. En eşlik eden psikiyatrik rahatsızlık anksiyete bozukluğu olup, depresyon, tik bozuklukları, alkol ve madde kullanım bozukluğu ve davranım sorunları sıklıkla görülür. Tedavi sürecinde eşlik eden hastalıkların da tedavisi düzenlenmektedir.
Erişkin dönemde düzenli tedavi ile gelecekte ilaç ihtiyacı azalabilmekte, rahatsızlık gerileyebilmektedir.